19 Nisan 2009 Pazar

İnsan ne ile yaşar?

İnsan..İnsan ve gene İnsan .Herşeyin özü aslında bu kadar basit.Tüm mesele gerçekten insan olabilmede..Benliğinle,özverinle,hayata tutunuşunla,sadakatinle,bilginle,konuşmanla ve tabiki varoluşunla insan olabilmekten bahsediyorum.


Herşeyi kendimiz için o kadar karışık hale getirmişizki ..Şimdi o girdaptan nasıl çıkacağımızı bile bilmiyoruz.Karşımıza çıkan herhangi birine güvenmek, söylediklerinin doğru olduğuna inanmak ve en önemlisi insan gibi insan olduğunu yürekten hissedebilmek o kadar zorki..Her zaman yanımda olan,varlığıyla beni mutlu edebilen,Her zaman koruyan kollayan,benimle bişeyler paylaşabilen,bana her konuda güvenen ve benimde sadakatine sonsuz güvenebileceğim birine her zaman ihtiyaç duymuşumdur.Buda olmasa insan ne ile yaşar?Tolstoy ne güzel söylemiş.Son zamanlarda durum maalesef çok vahim..


Tüm ilişkiler maddiyata ve çıkara dayalı diye düşünmeden edemiyorum.Ama buna inanmayı gerçekten istemiyorum.İnsanın giydiği kıyafetin,oturduğu evin,arabasının,cep telefonun ,kaşının gözünün karakterinden ön planda tutulduğu bir zamanda yaşıyoruz şimdi.Çok yazık ! Güzel olan herşeyin Allah'tan olduğunu unutuyoruz bazen.Sürekli yargılıyoruz.Bu durum gerçekten bezdiriyor artık beni.Belkide mutlu olurum bilmediğiniz şeyler hakkında konuşmasanız? Kendi oluşturduğumuz yapaylıkta yapay insanlarla yaşamaya çalışıyoruz.Mutlu olmaya çalışıyoruz.Bunun için çok paralar harcıyoruz.Gezip tozuyoruz asla pes etmiyoruz. Bazen oluyoruzda ..Çok kısa mutluluklar yaşıyoruz.Kesit Kesit..


Ben Pes etmeyeceğim.İçimdeki ışığı hiç bir zaman kaybetmeyeceğim.Bekliyorum.Ümid ediyorum.İyi ve güzeli bulana kadar ümid edeceğim...

18 Nisan 2009 Cumartesi

Yaşa bu Hayatı ..


Bazen insanlar düşünürler, hayatın anlamı ne diye. Bunu zaman zaman ben de düşünüyorum, hayatın anlamı ne diye. En azından seni tanıyıncaya kadar düşünüyordum.Gerçeklerin acı olduğunu ve bu yüzden biberinde gerçek olduğunu anlatan bir espriyi anımsadım.
Halbuki biliyor musun? bütün biberler tatlıdır. Zira,hayat sanıldığı kadar acımasız ve acı değil, sadece hayattaki tadı alabilmeli, kendi istediğin gibi yaşayabilmelisin yaşayamadıkların ile beraber ölüp gittiğinde çevrenin sana bir yardımı olmayacak.Kendini özgür bırak, ne hissediyorsan onu yap. Çoğu insan gibi mesela benim gibi, ne yapman gerekiyorsa onu yapma, bırak duygularını perdelemeyi, bırak ırmaklar gibi coşsun. Bir sevdiğinin elini tutarken yaşadıklarının yanlış olduğunu düşünüp hayıflanma. Bırak o sevgi senin tüm benliğini sarsın. Eğer onun gerçekten aradığın olduğuna inanıyorsan, ona sımsıkı sarıl, onu yaşa,onu bırakma...Günün birinde belki anlarsın ne kadar sevdiğini, ne kadar sevebileceğini, nekadar sevildiğini, ne kadar sevilebileceğini... Ama iş işten geçmiş,sevgilin, seni seven gitmiş, yitmiş olabilir. İşte o zaman üzülme vaktidir.Yerli yersiz ağlama vaktidir. İşte o zaman çevrene dönüp, şimdi ne yapacağımdiye sorma vaktidir. Alacağın cevabı sana söyleyeyim güzelim ; BİLMİYORUM diyecekler, senin dediğin gibi...Ben biliyorum, oysa sende biliyordun. Hep bildin zaten. Ama öyle olmadın.Ama artık sen de biliyorsun, biliyorsun ki, en azından bir kez gerçekten sevildin ve yine biliyorsun ki, bu sevgi bitmeyecek. En azından ben bitene kadar.Yaşa... Doğru bildiğin insanı bul ve onunla yaşa, ama bu dostunu sakın unutma. Bil ki unutulmayı hiç sevmem!Ve bil ki kurallarım vardır, herkes buna uymak zorundadır.* Dostlarım benden önce ölemezler,* Dostlarım benden çok üzülemezler,* Dostlarım benden çok sevemezler,* Ve dostlarımı kimse benden çok sevemez.Artık benim dostumsun .Yaşa bu hayatı sevdiğim, limon gibi sömürerek, tüm ekşiliğine rağmen tadını alarak yaşa!